Şehidimizin kanı yerde kalmadı…
İstanbul’un Ümraniye ilçesinde eylül ayında motosiklet hırsızlığı hatasından yakalanan kuşkulu Yunus Emre Geçti firar etmiş ve yakalanması sırasında polisle girdiği çatışmada polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etmişti.
26 KABAHAT KAYDI BULUNUYORDU
26 farklı kabahat kaydı olduğu tespit edilen kuşkulu Geçti tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Hakkında yürütülen soruşturma sonunda Yunus Emre Geçti hakkında, “kadına karşı, kişinin yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle, bir kabahati gizlemek, kanıtlarını ortadan kaldırmak yahut işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak gayesiyle taammüden öldürme” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 10 ay mahpus cezası talebiyle dava açılmıştı.
DURUŞMASI GÖRÜLDÜ
Açılan davanın ikinci duruşması bugün Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Önceki duruşma avukatı olmadığı için savunma yapamayan sanık Yunus Emre Geçti birinci kere savunmasını yaptı.
“ŞEYDA ABLAMI ÇOK DÜZGÜN TANIRIM”
SEGBİS ile duruşmaya katılan sanık Geçti, kasıtlı bir şey yapmadığını söyleyerek şu sözleri kullandı:
Böyle bir şeye yeltenecek bir kişi değilim. Şeyda ablamı çok yeterli tanırım. Karakolumuzda misyon yapıyorlardı. Olay günü karanlıktı. Bana hasımlarım saldıracak diye düşündüm. Başıma tekme attılar. Yere silah düştü. Olayı katiyetle hatırlamıyorum. Ben de vuruldum, annem de vuruldu. Beni köpek otomobiliyle getirdiler. Bunların göz önünde bulundurulmasını istiyorum. Bunlar olurken uyuşturucunun etkisindeydim. Benim gençliğimi heba ettiler. Ben Şeyda ablayı görmedim. Varilin üzerinden doğrultulmuş silah gördüm. Benim ailemin konutunu bile kurşunladılar. Beni dövdüler bana karakolda o denli tabir verdirttiler. Çok pişmanım keşke olmasaydı.
“VARİLİN ARDINDA ŞEHİT ABLAMIZI GÖRMEDİM”
Silahı yerden aldığını söyleyen sanık, “Silahı ben yerden aldığımda mermi vardı. Namluya mermiyi ben sürmedim. Olay yerinde ben de vuruldum. Ben iki tane mermi yedikten sonra ateş ettim. Ben mutlaka varilin ardında polis şehit ablamızı görmedim” dedi.
“ÇOK PİŞMANIM”
“Bile bile kasıtlı yapacak çocuk değilim” diyen sanık şöyle devam etti:
Karakoldaki 500 şahsa beni sorsanız kimse benim hakkımda berbat bir şey söyleyemez. Benim karakola gittiğimde başım çok hoştu esasen. Ben katiyetle resmi bir polis aracı görmedim, polis aracı görsem aslında teslim olurdum. Sivil araçla geldiler. 19 yaşındayım fakat hayatımda hiç cezaevine girmedim. Bu planlı, projeli bir olay değil. Çok pişmanım.
“GÖRSEM NİÇİN ANNEME ATEŞ EDEYİM?”
Ek savunması sorulan Geçti, “Kesinlikle bir kast yok. Annemi bile görmüyorum. Haydi Şeyda ablaya ateş ettim, görsem niçin anneme ateş edeyim. Anneme yapamam en başta” dedi.
ESASA AİT MÜTALAA AÇIKLANDI
Alınan savunma ve beyanların akabinde temele ait mütalaasını açıklayan durusma savcısı sanığın, “görevli memura karşı taammüden öldürme”, “görevli memura karşı taammüden öldürmeye teşebbüs”, anneye karşı “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “görevi başındaki kamu memuruna mukamevet” suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
“BU SİZİN DE BAŞINIZA GELEBİLİR”
Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan sanık Yunus Emre geçti, “Kesinlikle planlayarak, tasarlayarak olmadı. Oradaki olay yeri karanlık olduğu için ben onları hasmım zannettim. İstanbul’u Teksas’a çevirmişler ben kendim de vuruldum. Empati yapmanızı istiyorum bu sizin de başınıza gelebilir” dedi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VE 26 YIL 9 AY HAPİS
Verilen kısa ortanın akabinde kararını açıklayan mahkeme, sanık Yunus Emre Geçti’yi Şehit Polis Şeyda Yılmaz’a karşı “Görevli memura karşı taammüden öldürme” hatasından ağırlaştırılmış müebbet, polis memuru K.H.S.’ye karşı, “Görevli memura karşı taammüden öldürmeye teşebbüs” kabahatinden 20 yıl, annesi Pınar Geçti’ye karşı “Olası kastla yaralam” kabahatinden 3 yıl, “Görevi yaptırmamak için direnme” kabahatinden 3 yıl 9 ay mahpusa çarptırdı.
